Yolculuk Anıları-2
Tarihsiz kalmış bir not.
Freiburg İstasyonu'na sabaha karşı 4 buçukta ulaştım. Uzun bir yolculuğun ardından soğuk bir Almanya sabahı karşılamıştı beni ve beklemem gereken 5 saat vardı. Gelecek trenle bir yıldır gitmeyi istediğim çiftliğe nihayet kavuşacaktım. Tüm Almanya maceramın ruhumda yarattığı yorgunluğu din-len-direcek bir fırsattı. Öyle görüyordum. Bir çeşit inziva haftası olacak; doğa, farklı insanlar, çiftlik hayatı bana iyi gelecekti. Umut ettiğim buydu. Zihnimde tüm bu düşüncelerle yarı uykulu, istasyonda beklemeye başladım. Öyle yorgundum ki, trene kadarki vaktimi Freiburg'u gezerek değerlendirmeye hiç niyetim yoktu. İstasyonda volta atmaya başladım; çevre civarı geziyor, biraz kestirmek için uygun bir yer arıyordum. İstasyonun iç kısmındaki bekleme koltuklarından birinde bir süre uyumuşum. Ardından bir iki, cafeler açılmaya başladı. Ben de birine girip bir kahve aldım -kahve neredeyse her zaman, neredeyse her şeye iyi gelir bende-. Böyle zamanlar içilen kahveler daha lezzetlidir ve daha sıcak. Kahvemi içerken bir yandan da Almancam gelişsin diye yanıma aldığım Almanca çeviri Küçük Prens'i okuyordum (Der Kleine Prinz:). Sonra bir kadın geldi yan masama. O da yolcuydu. Valizlerini masanın yanına bırakıp oturdu. Ne kadar net zihnimde bu an. Yaşayalı epey bir zaman oluyor halbuki. Bir süre kaldı, sonra kalkmasına yakın ağladığını fark ettim. Bir şeyler söylemek istedim -güçlü bir istekti bu- ama ağlamasına engel olmak, onu tüm gözler üzerindeymiş gibi hissedeceği bir duruma sokmak istemiyordum. Bekledim. Tam gitmek üzereyken tutamadım kendimi, bir şey yapmak istedim. "İyi misiniz?" diye sordum. Gözleri doluydu, bana döndü: "Hayat bazen çok zor." dedi. O cümlenin bende uyandırdığı hissi tanımlamak zor. Bir boşluk.. duraksama anı. Kim bilir koskoca bir yaşantı, ancak böyle sığdırılabiliyordu bir cümleye. Hepimiz için öyle olduğunu söyledim. Sarılmak istedim. Bunu yapamadım. Ama onu çok iyi anladım. Acısını derinden dinlemiştim. Sonra bavullarını aldı ve öylece dönüp gitti. İstasyon anıları.. iki insanın dünyanın -bambaşka- bir noktasında buluşması, teması ve aklımda kalanlar... Böyledir.
''Zihniniz geniş ve serbestse kendinizi daha kolay bir dünyada, son derece ilginç ve canlı bir yerde bulursunuz. Bu, o yerin doğasından değil sizin ruhsal durumunuzdan kaynaklanmaktadır.''
Ek. Bir de yolculuk sonu ulaştığım yeri paylaşayım.
08/02/2019
Hofbauernhof- Loßburg/Almanya
You have shared your inner world very successfully. Short sentences, but very vivid and effective. The crying lady: She is one of us.
ReplyDeleteCongratulations. ����
Dear Lady, who so kind and so elegant person I've met.. Thank you for your contribution and supportive compliment. Much appreciated..
DeleteSayende hiç bilmediğim sokakları görmek, sıradanlığın içindeki sıradışı anlara tanıklık etmek ne hoş. Senin dünyaya açılan pencereni hep sevmişimdir arkadaşım. Hiç gitmediğin sokaklarda, köşe başlarında, duvar kenarlarında bekleniyorsun yeni keşiflerin için. Ben de bu keşiflerini izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
ReplyDeleteBeni çok mutlu ettin.. Dünyaya açılan penceremden senin dostluğunu görmek de çok hoş. Yeni bir yaşam yeni anılar getirecektir, onları ben de sabırsızlıkla bekliyorum. Çok çok özlem ve sevgiyle..
Delete